Klinik Psikolog Refika Çavuşoğlu Kurt

Narsist Bir Partnerle İlişkide Duygusal Dengeyi Korumak:

Narsist bir bireyle romantik ilişki yaşamak, dışarıdan bakıldığında etkileyici, çekici ve tutkulu bir birliktelik gibi görünebilir. Ancak bu tür ilişkiler, çoğu zaman zamanla partnerin benlik sınırlarını aşındıran, duygusal olarak yoran ve kişide görünmez yaralar bırakan bir döngüye dönüşür.

İlişkinin Başlangıcı: İdealleştirme ve Büyülenme

Narsist bireyler, ilişkiye genellikle güçlü bir karizma, yüksek özgüven ve yoğun ilgiyle başlarlar. Partnerlerini adeta “özel” hissettirir, kısa sürede derin bir bağ kuruyormuş gibi görünürler.

Bu dönem, psikolojide “idealleştirme evresi” olarak adlandırılır. Partner, kendini görülmüş, değerli ve sevgiye layık hissettiği bir dönemin içindedir. Bu yoğun ilgi, aslında narsist bireyin kendi ihtiyaçlarını karşılamak için oluşturduğu bir yansıtma alanıdır. Partner, onun gözünde “kusursuz” bir figürdür.

Değersizleştirme: Gerçeklerin Yavaşça Ortaya Çıkışı

İlişki ilerledikçe, narsist kişi partnerini eleştirmeye, kusurlarını büyütmeye ve duygusal mesafe koymaya başlar.

Bu dönem, idealleştirmeden değersizleştirmeye geçiş evresidir. Artık partnerin duygusal ihtiyaçları ikinci plandadır; önemli olan narsist kişinin kontrolü ve üstünlüğüdür.

Bu süreçte partner şu duyguları yaşamaya başlar:

* Sürekli kendini kanıtlama ihtiyacı

* Kaygı ve tedirginlik

* “Bir şeyleri yanlış yaptım” hissi

* Sürekli eleştirilme korkusu

İlişkinin başındaki sıcaklık kaybolur, yerini belirsizlik ve yetersizlik hissi alır. Kişi bu süreçte yaşadığı hayal kırıklığını anlayamaz, anlamlandırmaya çalışır ancak bu geçen süreçte kişinin duyguları partneriyle iç içe geçmiştir.

Gaslighting: Gerçekliğin Sarsılması

Narsist bireyler, partnerin düşünce ve duygularını kontrol edebilmek için sıklıkla **gaslighting (gerçekliği çarpıtma) yöntemine başvururlar.

Bu manipülasyon biçimi, partnerin kendi algısına olan güvenini zayıflatır. Kişi sürekli kendini açıklama ihtiyacı duyar. Sık sık kendi cümlelerini sorgular. Zamanla partner, kendi hislerinden ve gerçekliğinden şüphe duymaya başlar.

Bu, narsist ilişkinin en yıpratıcı aşamasıdır; kişi artık “haklı mı haksız mı”yı bile ayırt edemez hale gelir.

Sık duyulan ifadeler şunlardır:

* “Ben öyle demedim, yanlış hatırlıyorsun.”

* “Sen çok abartıyorsun.”

* “Sorun sende.”

*Benimle ilgisi yok”

Travmatik Bağ: Ayrılamamanın Psikolojisi

Narsist bireyle ilişki yaşayan kişiler, çoğu zaman zarar gördüklerini fark etseler de bu ilişkiden kopmakta zorlanırlar.

Bu durum, travmatik bağlanma olarak adlandırılır.

Narsist partnerin zaman zaman gösterdiği sevgi, ilgi ya da pişmanlık anları, partnerin duygusal olarak yeniden bağlanmasına yol açar.

Bu döngüde kişi hem acı çeker hem de o sevgiyi tekrar yaşamak ister. Çünkü zihin, “belki bu sefer farklı olur” umuduyla geçmişteki güzel anılara tutunur.

Travmatik bağlanmanın en önemli özelliği, duygusal bağımlılık ve karmakarışık güven duygusudur.

Kişi, bir yandan incinirken diğer yandan bu ilişkiyi terk etmenin imkânsız olduğuna inanır.

Benliğin Erozyonu: Kaybolan Özsaygı

Kişi, kendi ihtiyaçlarını bastırır, partnerini memnun etmeye odaklanır.

Her tartışmada suçluluk hisseder, özür diler, kendini sorgular.

Bir süre sonra “Ben kimdim?” sorusu kaçınılmaz hale gelir.

Bu dönemde sık görülen belirtiler şunlardır:

* Düşük özsaygı

* Anlam kaybı ve boşluk hissi

* Sosyal geri çekilme

* Kaygı ve depresif belirtiler

* Kendi kararlarına güvenememe

İyileşme Süreci: Kendini Yeniden Kurmak

Narsist bir ilişkiden çıkmak, yalnızca fiziksel ayrılıkla değil, aynı zamanda psikolojik bir yeniden yapılanmayla mümkündür.

İyileşme süreci üç temel aşamadan oluşur:

1. Farkındalık Geliştirme

Kişinin yaşadıklarını adlandırması, manipülasyonun farkına varması iyileşmenin ilk adımıdır.

“Bana yapılan normal değil” diyebilmek, travmatik bağın çözülmesi için gereklidir.

2. Sınır Koyma

Narsist partnerle temasın azaltılması veya kesilmesi, kişinin duygusal enerjisini korumasına yardımcı olur.

“Sınır koymak” suçluluk değil, özsaygı göstergesidir.

3. Kendilik Değerini Yeniden İnşa Etme

Terapi süreci, kişinin özsaygısını, güven duygusunu ve benlik sınırlarını yeniden kurmasına destek olur.

Kişi, zamanla kendi ihtiyaçlarını fark eder, duygularını suçluluk duymadan ifade etmeyi öğrenir.

Gerçek iyileşme, kendine inanmayı, kendi duygularını geçerli saymayı ve sınırlarını koruyabilmeyi yeniden öğrenmekle başlar.